Sektörde denetim, düzenleme, mevzuat ve yönetmelikler Çevre ve Orman Bakanlığı’nca yapılıyor. Çevre konusundaki uygulamalar özellikle 2009 yılından bu yana ‘gönüllülük’ esasından çıkmış durumda. Avrupa Birliği (AB) ile 2009 yılı Aralık ayında başlayan çevre müzakereleri, bu alandaki tüm uygulamaları zorunlu hale getirdi. Türkiye’ye gelen çok sayıda yükümlülük, aynı zamanda ciddi bir yatırım ihtiyacını da ortaya çıkarıyor. Türkiye, AB’ye uyum çerçevesinde 2023 yılına kadar ulusal çevre stratejisini belirlemiş durumda. Buna göre, çevre konusundaki uyum çalışması, mevzuat ve fiziki yatırımların gerçekleştirilmesinden oluşuyor. Çevre alanında uyumlaştırılması gereken 300’den fazla mevzuat var. 2007 ila 2023 arasında öngörülen yatırım tutarı ise 60 milyar euro. Bu tutarın yaklaşık 9.5 milyar euro’sunu ise atık geri dönüşümü oluşturuyor.
Çevre yatırımları içinde şu ana kadar en fazla ambalaj atıkları konusunda adım atıldığı gözleniyor. Bu alandaki düzenleme, 2005 yılında Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği ile yürürlüğe girdi. Ancak 2007’de yönetmelikte bir takım değişiklikler yapılarak revize edildi. Bu alanda, belediyeler, lisanslı toplama-ayırma tesisleri, lisanslı geri dönüşüm tesisleri, ambalajlı ürün piyasaya süren sanayi kuruluşları, ambalaj üreticileri, yetkilendirilmiş kuruluşlar, satış noktaları ve tüketiciler gibi çok sayıda oyuncu faaliyet gösteriyor. Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO) ile Tüketici ve Çevre Eğitim Vakfı (TÜKÇEV) bu kuruluşlar arasında öne çıkıyor. ÇEVKO, yürüttüğü atık ambalaj geri kazanım çalışmaları çerçevesinde 2010 yılı sonu itibariyle 26 ilde 90 ilçe belediyesiyle çalışıyor. TÜKÇEV ise, 2010 yılının ikinci yarısında 60 bin ton, 2011 yılının ilk çeyreğinde ise 82 bin ton ambalaj atığını belgelendirirken, yıl sonunda 150 bin ton ambalajı belgelendirmeyi hedefliyor.